Sönmez Hukuk
Sönmez Avukatlık & Hukuk Danışmanlığı
Sönmez Avukatlık & Hukuk Danışmanlığı

Makaleler

Av. Begüm Özkaya 15.05.2021

Kimler Mirasçı Olabilir -Miras Hukukunda Zümreler


 

Müvekkillerin birçoğu avukatlarıyla yaptıkları görüşmeler sonucu kullanılan hukuk dili sebebiyle aldıkları danışmanlık hizmetinden yeterince verim alamadıklarını söylediklerinden ve tarafımıza gelen taleplerin de bir çoğu “avukatım sen bunu bir de halk dilinde anlatsan” olduğundan halk dilinde hukuki hikayelerden biraz bahsedelim istedik.

Meslektaşlar iyi bilir biz avukatlar hangi ortamda mesleğimizi söylersek hemen dededen amcadan kalma bir arsa anlatılmaya başlanır, bölünemeyen taşınmazlar, ölmeden önce dayıya en değerli yeri bırakan dedeler yarı sitem, yarı “nasıl yapsak bu işi?” kisvesiyle ortaya dökülür.

Biz de istedik ki yaptığımız işin lafzını daha yalın hale getirelim ve şu köyde muallakta kalmış olan arsaların derdini bitirelim.

Yazımıza başlamadan önce hatırlatmak isterim ki, miras hukuku çok değişkenli, somut olayın çok uzun vadelere yayıldığı ve uğraşı zor bir alan olup her ne kadar hukukun hiçbir alanında avukatla temsil zorunluluğu bulunmasa da hak kaybı yaşamamanız adına mutlaka alanında uzman bir avukata danışmanızda fayda vardır.

Miras Hukukunda bugün danışanlardan gelen en önemli sorunlardan biri kimlerin mirasçı olacağı meselesidir.

Türk Medeni Kanunu’nun 495. Maddesi ışığında bir miras bırakanın yani ölen kişinin bir vasiyetname ile miras paylaşımı yapmamış olması halinde ilk mirasçıları ölen kişinin alt soyları yani çocuklarıdır. Eğer çocuklardan biri veya birkaçı miras bırakandan önce hayatını kaybetmişse onun alt soyları yani miras bırakanın torunları aynı oranda mirasçı olur.

Eğer miras bırakanın alt soyu yoksa bu durumda miras hakkı üst soya geçecek ve mirasçılar anne ve baba olacaklardır. Eğer miras bırakanın anne ve/veya babası miras bırakandan önce hayatını kaybetmişse bu durumda miras hakkı onların alt soyuna geçecek yani mirasçılar miras bırakanın kardeşleri olacaklardır. Bu durumda kardeşlerin anne-babadan müşterek kardeş olması zorunlu olmayıp evlilik dışı birliktelikten doğan kardeşler, anne veya babanın başka evliliklerinden olan kardeşler de miras hakkına sahip olacaktır.

Diyelim ki miras bırakanın ne çocuğu, ne anne babası, ne de kardeşi var bu durumda büyük anneler ve büyük babalar mirasçı olacak eğer onlar da miras bırakandan önce hayatlarını kaybetmişlerse hak onların alt soyları olan amca, hala, teyze, dayı (veya onların da çocuklarına) geçecektir.

E alt soy üst soy yan soy hepsini saydık peki eşin durumu ne olur derseniz, sağ kalan eş yukarıda saydığımız tüm mirasçılarla birlikte mirasçı sıfatını kazanmış olup sadece her zümre için hak kazandığı pay oranı değişiklik gösterecektir.

Evlatlık olanların bu durumda bir hakkı var mıdır peki diye soranlara da hemen söyleyelim ki; evlatlık olan evlat edinene kan bağı varmışçasına mirasçı olur, evlatlık aynı zamanda kan bağı olan ailesine de mirasçı olabilir ancak evlatlık edinilen çocuk miras bırakan sıfatındaysa işte o zaman evlat edinen ona mirasçı olamayacaktır.

Küçük bir not da şu olmalı ki miras bırakanın yukarıda saydığımız zümrelerden hiçbir yakınının olmaması, bir vasiyetname ile de mirası yönünde bir tasarrufta bulunmaması halinde miras devlete kalacaktır.